değişmeyenleri dönüştürme gücü
Övgü ve yergi arasında bir seçim yapmanız gerektiğinde nasıl tercihlerde bulunduğunuzu bilinçli olarak takip edin.
Öncelikle tercihin aslında eleştirmek ya da susmak arasında sonra susmak ya da övmek arasında olduğunu fark edeceksiniz. İçinde bulunduğumuz durumları değerlendirirken hem iyi hem kötüyü değil, tek tarafın ağırlığını görmeye alıştığımız için gerçekleşen bu durum, üzerinde bilinçli bir çalışma yaparak dönüştürülebilecek ‘son derece değerli bir kazanç haline gelebilme potansiyeli’ni de taşıyor.
Karşılaştırma kriterlerini belirlerken aslında çoktan bir taraf seçmiş olduğunuzu fark ettiğinizde, karşılaştırmadan ziyade meyilli olduğunuz tarafı onaylayan verileri seçme eğilimi gösterdiğinizi de görebilirsiniz. Bu durumda övgü ve yergi arasında yaptığınız tercih zaten hayata bakış açınızı da doğrudan yansıtıyor. Her durum içinde olumlu bir yön bulmayı övülecek bir özellik halinde sunan Pollyanna’nın hikayesi 1900’lerin başında yayınlandığından beri iyi bilinen bir ‘saflık’ ölçütü olarak da kullanılıyor. Eğer sadece olumlu sayılan özelliklere odaklanan ve geri kalan tüm veriyi göz ardı eden bir yapı ile karar veriyor olsaydık vahşi bir hayvanın saldırısı sırasında tüylerinin yumuşaklığı ile mutlu olmaya çalışabilirdik. Karşılaştırmalar venn diagramı ile çizilen iki kümenin ortak ve ayrık özelliklerini aynı anda değerlendirme anlamına geldiğinde eldeki durumu en faydalı şekilde etkileyecek sonuçlar doğurabilir. Yani her zamanki karşılaştırmalarımız yerine “gözlem - tanım - yorum“ yapabilecek kadar açık, tarafsız ve beklentisiz olmamız halinde, gerçekten yeni bir sonuç elde etmek mümkün olabilir.
Her zaman açık, tarafsız ve beklentisiz olmamız halinde hem yargılamayı gerçekleştirirken hem de verdiğimiz kararın tarafsızlığı nedeni ile karşılaşabileceğimiz maddi ve manevi zararlar vahşi hayvanlar kadar vahşi insanların da avı olmamıza neden olabilir. Üstüne doğru koşarak gelen bir aslandan kaçmak yerine onu sevmeye çalışan ancak saf ve iyi niyetli bir çocuk olabilir. Aynı durumu bu kez benzetme olarak alırsak, kendisine söylenen yalanın güzelliğine kanarak vaat edilen kazanç yerine elindeki tüm varlığını kaybeden biri de ancak saf ve iyi niyetli bir ‘ahmak’tır.
İyiliğe inanan insanların iyiliğini ve inançlarını kullanarak bundan fayda sağlayan biri kendisini vahşi hayvanlarla karşılaştırarak övgüler dizse de unutulmaması gereken bir tarafın diğerinden daha iyi ya da kötü değil sadece zıt yönde farklı olduğu. Yani karşılaştırma yaparken hangisinin kazanan ya da kaybeden olacağına zaten bakış açınız karar veriyor.
İyi niyetli bir saf olabilmek için herşeyden önce İYİ olmak gerektiğini, kötülüğü görüp ona kapılmadan, karışmadan ve bulaşmadan engelleyebilmenin çok daha büyük bir güç olduğunu hatırlayalım. Değişim, dönüşüm yaratan asıl çalışma ise; her an iyi / kötü bütün olasılıkların farkında olup tutarlı bir süreklilik içinde istenilen yönde ilerlemeyi getiren azim, ısrar, dayanıklılık, cesaret ve sabır sahibi olabilmek için…
Değiştirebileceklerimi değiştirme, değiştiremeyeceklerimi fark etme ve aradaki farkı anlayabilme gücü. İç ve dış dünyayı aynen bu sıra ile dönüştüren en yüce güç. Damla damla ama durmadan yıllarca akan suyun izini kayalara bırakması gibi ince ve derin. Değişmeyenleri dönüştürme gücü!